MEB | Türk Kadını Mecliste: Satı Çırpan'ın Hikayesi
0

Cumhuriyet’in ilanı, Türk kadınlarına daha özgür bir dönemin kapılarını aralamıştı. Kadınların ilk kez seçme ve seçilme haklarını kullandığı TBMM seçimleri, 5. Dönem 8 Şubat 1935 Türkiye genel seçimleriydi ve 18 kadın milletvekili ilk kez vekil olmaya hak kazandı. Bu 18 vekilin içinde Atatürk’ün “İşte mebus olacak kadın.” dediği Satı Çırpan da vardı.
1890’da Kazan Köyü’nde doğmuş ve hayatı boyunca çiftçilikle uğraşmış köylü bir Türk kadını olan Satı Çırpan’ın hikayesi, önce köy muhtarlığına, ardından bizzat Mustafa Kemal Atatürk‘ün referansıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsüne kadar uzanıyor.

“Daha emin ve daha doğru olarak yürüyeceğimiz bir yol vardır: Büyük Türk kadınını çalışmamıza ortak kılmaktır.”

– Mustafa Kemal ATATÜRK

Satı Çırpan Kimdir?

Satı Çırpan, 1890 yılında Muhtar Kara Mehmet Efendi ile Emine Hanım’ın kızları olarak Ankara’nın Kazan Köyü’nde doğdu. O yıllarda dünyaya gelen çoğu kadın gibi Satı da genç yaşta evlendi. İlk eşi Cafer Efendi’nin ölümünden sonra, Balkan Harbi sırasında gırtlağından yaralanmış bir asker olan İbrahim Çırpanoğlu ile evlenen Satı Çırpan, beş de çocuk dünyaya getirdi. Hal böyle olunca tarlada çalışmak, çocuklara bakmak gibi birçok iş onun omuzlarındaydı.

Mücadelesi yalnız evinde de değildi, İstiklâl Harbi zamanında ordunun erzak ihtiyacını karşılamak adına da büyük çabalar sarf etti. Daha genç bir kadınken babasının ölümü üzerine, onun mülküne sahip çıkmak için köyün zorbalarıyla mücadele etmek zorunda kalan Satı Kadın, bu mücadeleyi kazanınca Satı Ağa olarak da anılmaya başladı ancak Satı Çırpan’ın hikayesi bununla sınırlı kalmadı.

İlk kadın Milletvekillerimizden Satı Çırpan.

Türkiye’nin ilk kadın milletvekilleri arasında yer alan Satı Çırpan.

Cumhuriyet, sosyal hayatta birçok hak tanıdığı Türk kadınına şimdi de siyasi birtakım haklar tanıyordu. Köy Kanunu’nun 20. Maddesinin değiştirilmesi ve 2329 sayılı kanunun çıkarılmasıyla; kadınlara köy muhtar ve heyetlerine seçilme hakkı tanındı. Satı Kadın’da 26 Ekim 1933’te kadınlara tanınan bu haktan sonra köyündeki muhtarlık seçimlerinde aday olmaya karar verdi, zaten babası da eski bir muhtardı bu nedenle muhtarlık vazifelerine aşinaydı. Satı Kadın girdiği seçimi kazanarak Türkiye’nin ilk kadın muhtarlarından biri oldu.

Bu başarı, yalnız köyüyle de sınırlı değildi, aynı zamanda Türkiye’de bir kadının bu tür bir göreve gelmesinin de ilk örneklerinden biriydi. Fakat Satı Çırpan’ın hayatını değiştirecek asıl olay yine yaşanmamıştı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 1934’te İstanbul’a giderken Kızılcahamam’a uğraması onun hayatını değiştiren asıl dönemeç olacaktı.

Satı Çırpan’ın Atatürk ile Karşılaşması

16 Temmuz 1934’te yakıcı bir yaz günü, Bolu üzerinden İstanbul’a gitmek üzere olan Atatürk, arkadaşlarıyla birlikte çok sevdiği yurt köşelerinden biri olan Kızılcahamam’a uğradı. Atatürk’ün geleceğini işiten, çevre okul ve köylerdeki yurttaşlardan oluşan gruplar onu karşılıyor ve yiyecek, içeceklerinden ikram ediyorlardı. Atatürk’ün Halkavun Nahiyesi’nden geçeceğini haber alan Satı Çırpan, bunun üzerine köyünü temizletmiş ve köy halkını toplayarak Ulu Önder’i karşılamaya Kazan yakınlarındaki Nahiye’ye götürmüştü.

Makam aracında Mustafa Kemal Atatürk.

Makam aracında Mustafa Kemal Atatürk.

Üstü kapalı, yanları açık bir otomobilde yolculuk eden Atatürk’e Nuri Conker, Başyaveri ve Afet İnan eşlik ediyordu. Atatürk’ü görmek ve karşılamak için bütün köylüler orada toplanmış, hepsi pürdikkat onu seyrediyordu. İkram etmek için kimi su getirmişti, kimi ayran. Ancak Atatürk’ü ilk defa çıplak gözle gören köylüler çekinmiş ve Atatürk’ün yanına gitmeye bir türlü cesaret edememişlerdi. Onların içinden birdenbire bir kadın çıkıverdi ve otomobile yaklaşıp, “Paşam hoş geldiniz, senin için yer hazırladık, ayran yaptık, iner misiniz?” dedi. Atatürk’e ikram sunmaya çekinen köylülerin; “Seni astırır, kestirir, hiç korkun yok mu?” sözlerine aldırmadan “Ondan insana fenalık mı gelir?” diyerek bakraçtan doldurduğu buz gibi ayranı Ata’ya uzattı.

Bu girişken kadın Ata’nın hemen ilgisini çekmişti, Afet İnan’dan kendisi hakkında bilgi almasını istedi. Afet İnan bu kadının Kazan köyünün muhtarı olduğunu ve yeni seçildiğini öğrenmiş, ondan köyüyle ilgili bilgiler almıştı. Ağaların hegemonyasının hâkim olduğu bu devirde bir kadının muhtarlık yapması Atatürk’ün çok hoşuna gitmişti. Atatürk, Nuri Conker’e dönüp “İşte tam vekil olacak kadın” diyerek Satı Kadın’ın ismini ve köyünü bir kâğıda not ettirmişti.

Yolculukta Atatürk’e eşlik eden manevi kızı Afet İnan, “Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler” adlı kitabının “İlk köylü kadın milletvekili” başlıklı kısmında Atatürk ile Satı Çırpan’ın karşılaşmasını şöyle anlatıyor:

1934 yılında, Türk kadınının seçme ve seçilme hakkının kanunlaşması esasları devlet adamları tarafından kabul edilmekte idi. Sevinç içinde idim. Çünkü Türk kadınlığı için istediğim gerçekleşme evresine girmekte idi. Sıcak yaz mevsiminde, otomobille Kızılcahamam yolundayız…  O zamanki şose yol, Zir Ovası’ndan giderdi. Yol boyunca bütün köylüler, Atatürk geçecek diye çıkmışlar, kısım kısım yerlerde toplanarak, ağaç dallarından çardaklar ve taklar yapmışlardı.

Kazan köyüne yakın bir yerde durduk. Okul öğrencileri, öğretmenleriyle sıralanmıştı. Nahiye müdürü, köy muhtarı ve kadınlı erkekli köylüler hep bir arada idiler.  Atatürk, üstü kapalı, yanları açık bir otomobilde… Yanımızda Nuri Conker ve Başyaveri bulunuyordu. Otomobil durdu. Fakat o topluluktan hemen cesaret edip yaklaşan olmamıştı. Adeta emir bekliyorlar gibi bir durum vardı. Onların içinden birdenbire sırma işlemeli en güzel köylü elbiselerini giymiş yağız çehreli bir kadın otomobile yaklaştı. “Paşam hoş geldiniz, senin için yer hazırladık, ayran yaptık insene.” dedi. Atatürk nezaketle yolumuzun uzun olduğunu ve her yerde durmanın mümkün olamayacağını anlattı. Fakat aynı zamanda da bana, “Bu kadın kimmiş, sorsana.” dedi. Ben onunla konuşurken diğer erkekler de cesaret alarak Atatürk’e yanaşmışlar ve onun çeşitli sorularına yanıtlar veriyorlardı.

Satı Kadın’dan öğrendiğim şu idi: Kendisi Kazan köyünün muhtarı imiş ve seçimle köy yönetiminin başına yeni geçmiş. Muhtar Satı Kadın oraların hâkimi edası ile ayranı otomobile getirtti. İçtik ve kendisinden köyü hakkında bilgi edinerek yola koyulduk. Atatürk, “İşte mebus olacak kadın.” dedi.

Satı Kadın, Türk köylü kadının cesur bir sembolü olarak karşımıza çıkmıştı.  Yol boyunca onun hakkında gözlemlerimizi söylüyorduk. Nuri Conker, Büyük Millet Meclisi’ne üye olarak girebilecek bu yeni aday arkadaşı hakkında şakalı sözler sarf etmekle beraber, Atatürk bu muhtarın ismini ve köyünü kaydetmemi emir vermişti. Satı Kadın’ın kişiliğinde Türk köylü kadınının milletvekili adaylığını görmekle gururlu idim. Satı Kadın, 1935 yılında, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne, ilk kadın milletvekili olarak seçilmiş ve o devre müddetince görev yapmıştır. Bu durum, ulusun demokratik bir fikrinin ilk uygulaması olmuştur.

Mustafa Kemal Atatürk Kızılcahamam'da.

Mustafa Kemal Atatürk Kızılcahamam’da. (Vikipedi)

”Kadının siyasal yetersizliğine mantıklı hiçbir sebep yoktur. Bu konudaki tereddüt ve olumsuz düşünüş biçimi, geçmişin toplumsal bir niteliğinin can çekişen bir hatırasıdır.”

– Mustafa Kemal ATATÜRK

Türk Kadını Mecliste

Türkiye’deki kadınlar, milletvekili olabilme hakkı için ilk adımı 1923 yılında atmışlardı. Bu adım, kadınların önderliğinde Nezihe Muhiddin tarafından kurulan ilk kadın partisi olan Kadınlar Halk Fırkası’nı kurma isteğiydi. Ancak, 1909 Seçim Kanunu nedeniyle bu parti kurma girişimi, Kadınlar Halk Fırkası’nın Türk Kadınlar Birliği adlı derneğe dönüşmesiyle sonuçlandı.

Türk Kadınlar Birliği kurucularından Nezihe Muhittin, daha sonra İkdâm gazetesindeki ”Cumhuriyet Kadını” başlıklı yazısında (10 Nisan 1929, s.6) Mustafa Kemal Atatürk’e duyduğu minneti şu sözlerle anlatacaktı:

“Ulu Gazi! Harpte namus, şeref ve hayatını kurtardığın Türk kadınını, inkılap yolunda da en öne kattın, onu, cehlin, taassubun hain ayaklarından çekip kurtardın. Ona, medeniyet ve insanlık haklarını verdin. Nihayet okuttun ve yazdırttın! Üzerimizde öyle büyük, öyle hudutsuz hakkın var ki, bu ulvi emeğin karşısında minnet ve şükran hisleri ne kadar aciz ve ifadesiz kalıyor.”

1924 Anayasası hazırlanırken, kadınların milletvekili seçme ve seçilme hakkına sahip olması gündeme geldi. Ancak, Türkiye Büyük Millet Meclisi genel kurulunda bu hakların yalnızca erkeklere tanınması fikri ağır bastığından kadınlar, siyasal haklarını elde edemediler. Kadınların seçme ve seçilme hakkını kazanabilmeleri için anayasa ile seçim kanununda değişiklik yapılması gerekiyordu.

Bu yasal değişikliklerin gerçekleşmesi için gerekli adım, 1934 yılında Başbakan İsmet İnönü ve 191 milletvekilinin sunduğu Anayasa ve Seçim Kanunu’nda değişiklik öngören yasa önerisi ile atıldı. İsmet İnönü, teklifin gerekçesini açıklarken;

“Yüce arkadaşlar, Türk inkılabını tarih anlatırken bunun bir kurtuluş olduğunu söyleyecektir. Bu kurtuluşun muhtelif safhaları- içinde de bilhassa kadınların kurtulmasını anacaktır. Bizim inkılabımızın, bu memlekette görülen birçok ıslahat teşebbüslerinden en başayırımlarından biri, kadınlığa verdiğimiz mevkive kadın haklarını tanımakta gösterdiğimiz isabettir. Türk inkılabı denildiği vakit, bunun, kadının kurtuluş inkılabı olduğu beraber söylenecektir. Şimdi almakta olduğumuz teşebbüs, bu kurtuluş istikametinin tamamlanması, neticelenmesi ve en verimli bir hâle getirilmesidir.

Gelecek Büyük Millet Meclisinde kadın saylavlarla beraber çalışmak, Büyük Millet Meclisi’nin, kuruluşundan beri, bu memlekete getirdiği feyizlerin daha çok genişlemesini, daha ileri verimlerde bulunmasını temin edecektir kanaatindeyiz. Temiz, duru kanaatimiz budur.” demiştir. Öneri, 5 Aralık 1934’te Mecliste görüşüldü. Yapılan oylamada, 317 üyeli Meclis’te, oylamaya katılan 258 milletvekilinin tamamının oyuyla değişiklik önerisi kabul edildi.

Kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesi.

Atatürk Devrimleri – “Anavatan”, 1927 (Alaaddin Matbaası – Kitabhane-i Sudî)

1935 Seçimleri

Türkiye’de kadınların katıldığı ilk genel seçimler, 8 Şubat 1935 yılında yapılan TBMM 5. dönem seçimleriydi. Türk kadınına milletvekili seçme ve seçilebilme hakkının verilmesi ülke çapında büyük sevinç gösterilerine neden olmuştu. Bu seçimlerde 383 erkek vekilin yanında 17 de kadın milletvekili TBMM’ye girdi. 1936 yılı başında boşalan milletvekillikleri için yapılan ara seçimde emekli öğretmen Hatice Özgenel’in Çankırı milletvekili olarak seçilmesiyle meclisteki kadın milletvekili sayısı 18’e yükseldi. Bu, %4,8’lik oran, Cumhuriyet tarihinde kadınların meclise en yüksek orandaki katılımı olma özelliğini %17,8 oranına çıkan 2015 Haziran genel seçimlerine dek korudu.

1935 seçimlerinde meclise giren 18 kadın milletvekili.

8 Şubat 1935 Türkiye genel seçimlerinde yapıldı ve 17 kadın milletvekili ilk kez meclise girdi. Ara seçimlerde bu sayı 18’e ulaştı. (Vikipedi)

Satı Kadın Mecliste

1935 seçimlerinde TBMM’ne giren 18 kadın milletvekilinden biri de Satı Kadın olmuştu. Cumhuriyet Halk Fırkası umumi reislik divanı, Atatürk’ün başkanlığında 2 Şubat’ta Dolmabahçe’de toplanarak fırka mebus adaylarını belirlemeye başladığında, Ankara Bitik Nahiyesi Kazan köyü Muhtarı Satı Çırpan Ankara’dan aday gösterilmişti. Seçimlerde 1273 oy alarak 5. dönem Ankara milletvekili olarak TBMM’ye giren Satı Kadın, milletvekili seçildikten bir süre sonra köyünden alınarak İsmet Paşa Enstitüsü’ne götürülmüştü, burada kendisi modern bir Türk kadını olarak giydirilip hususi tahsil görmüş, hemen okuma ve yazmayı öğrenmişti.

Vekil olduğunda 45 yaşında olan Satı Çırpan’ı özel kılan bir diğer hususta, meclisteki ilk köylü kadın vekil olmasıydı. 1935 seçimlerinde milletvekili seçilen kadınların büyük bir çoğunluğu ilgi alanlarına göre bir komisyonda görev almış, Satı Çırpan da çiftçi olduğundan Ziraat Komisyonu’nda görev yapmıştı. Ankara’da milletvekilliği yaptığı süre zarfında “Satı’nın burnu büyüdü” demesinler diye bir köy evinde yaşamış, köyünden gelenleri bu evde ağırlamış, milletvekilliği yapmadığı zamanlarda da köylüsünün sorunlarıyla ilgilenmiştir.

Satı Çırpan Meclis kürsüsünde.

Satı Çırpan TBMM kürsüsünde yemin ederken. (1 Mart 1935)

TBMM kayıtlarında adı Hatı Çırpan olarak da geçmekte olan Satı Kadın’a ‘’Hatı’’ ismi Atatürk tarafından verilmişti. Atatürk güçlü ve cesur Türk kadını anlamına gelen bu ismi Orta Asya Türkleri arasında ün yapan bir kadından esinlenmiş ve Satı Çırpan’a bu şekilde hitap etmişti. Bu yüzden adı tarihi belgelerde hem ‘Satı hem de Hatı olarak geçmektedir. Satı Kadın bu konuda Yedigün Dergisi muhabirine verdiği cevapta şu cümleyi söylemiştir; “Gönlünüz ne manasına gelirse koyun…Eski Türk adı imiş, eski adım Satı idi emme, Atam öyle diledi işte! …” 

Milletvekilliği döneminde sıkça köylüleri TBMM’ye getirir ve dertlerini dinlermiş. Meclis’e köylülerin çok gelmesinden mütevellit, bazı kimseler tarafından Atatürk’e şikâyet edilmiş, Atatürk de Satı Kadın’a karışılmamasını istemiş. Satı Kadın da köylülerden şikâyetçi olanlara ‘‘Bunlar milletin asıllarıdır. Biz vekilleriyiz’’ yanıtını vermiş.

Satı Kadın, meclise girdikten sonra yaptığı röportajlarda kadın ve erkeklerin eşlerinden boşanmaması gerektiğini, boşanan çiftlerin çocuklarının çok zarar gördüğünü ve bunun engellenmesi için çalışacağını, ayrıca köylülere modern tarım araç ve gereçlerin verilmesi, köylere yol, su, sağlık ve eğitim hizmetlerinin ulaştırılması için her girişimin içinde olacağını ifade etmiştir. Bunların yanında Halkevi çalışmalarının yaygınlaştırılması için de gayret göstermiştir. Sadece 5. dönem milletvekili olarak mecliste görev yapan Satı Çırpan, vekil olarak görev süresi dolduktan sonra köyüne geri dönmüş ve 1956 yılında hayatını kaybedene kadar orada yaşamıştır.

”Kadınlarımız ilim ve fen sahibi olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün öğretim basamakların­dan geçeceklerdir. Kadınlar toplum yaşamında erkek­lerle birlikte yürüyerek birbirinin yardımcısı ve destekçisi olacaklardır.”

– Mustafa Kemal Atatürk

Satı Kadın’ın Hatırası

Satı Kadın’ın torunu Zekai Çırpanoğlu, Anadolu Ajansı’na verdiği röportajda Babaannesinin yaşadığı evi, adının yaşaması için belediyeye bağışladıklarını ve eşyaları ile müzeye dönüştürüldüğünü aktarmış, Satı Kadın’ın Atatürk’ü karşıladığı bindallısı ile gümüş ve altın kaplamalı olan kuşağını ise kendilerinin özenle sakladıklarını söylemiştir.

Ayrıca 24 Ocak 1993 yılında kaybettiğimiz yazar Uğur Mumcu’nun, kendisini ziyaret ettiğinde Satı Kadın ile ilgili anılarını anlattığını da belirtmiş; “Uğur Mumcu çocukken, babaannemin milletvekili olduğunda yaşadığı ev ile komşuymuş. Bana, ‘‘Biz Satı anneyi beklerdik. Kapıdan çıkınca çok modern, üzerinde etek ve şapka ile çıkardı. Hepimizin başını okşardı’’ demişti.

Satı Çırpan'ın müzeye çevirilen evi.

Satı Çırpan’ın, Kahramankazan Belediyesi tarafından müzeye dönüştürülen evi. (Vikipedi)

Günümüzde, Satı Çırpan’ın köyündeki ev restore edilerek müzeye dönüştürülmüş, Çırpan’a ait eşyalar ve kıyafetler, tarihle bütünleşmiş birçok fotoğraf ve tablo ile birlikte burada sergilenmektedir. Ayrıca müzenin yakınlarında bulunan, mezarı da ziyaretçilere açıktır. Satı Kadın, her 5 Aralık kadınların seçme ve seçilme hakkını kazanmasının yıldönümünde mezarı başında anılmaktadır.

Satı Kadın’ın bıraktığı miras, Kazan halkı tarafından büyük bir değerle korunmaktadır. Bu miras, gelecek nesillere, Türk kadınının siyasi katılımındaki bu önemli adımı hatırlatmak ve korumak adına büyük öneme sahiptir. Bu vesile ile, 1934 yılı öncesinde dünya genelinde sadece 17 ülkede kadınların milletvekili seçilebildiği bir dönemde, Türk kadınlarına bu hakları kazandıran Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasının önemini bir kez daha net bir biçimde anlıyor, kendisini saygı ve minnetle anıyoruz.

"Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın." - Mustafa Kemal Atatürk

“Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.” – Mustafa Kemal Atatürk

“İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil midir ki, bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin?”

– Mustafa Kemal ATATÜRK

Ayrıca MİK Portal’daki diğer kültür yazılarına buradan ulaşabilirsiniz.

Kaynakça:

Atatürk Ansiklopedisi, ”Hatı (Satı) Çırpan (Oğlu)”.(2024, Şubat 10) https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/hati-sati-cirpan-oglu-1890-1956/

Wikipedia, ”Hatı Çırpan”. (2024, Şubat 10)
https://en.wikipedia.org/wiki/Hatı_Çırpan

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, ”KADINLARA SEÇME VE SEÇİLME HAKKI VERİLMESİNİN TÜRK KAMUOYUNDAKİ YANKILARI” (2024, Şubat 16)
https://atamdergi.gov.tr/tam-metin/69/tur

TTK, Türk Tarih Kurumu, ”İlk köylü kadın milletvekili Satı Kadın”. (2024, Şubat 16)
https://www.ttk.gov.tr

İşte Atatürk, ”İLK KÖYLÜ KADIN MİLLETVEKİLİ”. (2024, Şubat 16)
https://isteataturk.com/Kronolojik/Tarih/1934/7/16/Mustafa-Kemal-Ataturk-Kizilcahamamda-incelemelerde-bulunurken-16071934/1

Anadolu Ajansı, ”Torunları ilk kadın milletvekillerinden ‘Satıkadın’ın hatırasına gözü gibi bakıyor”. (2024, Şubat 19)
https://www.aa.com.tr/tr/yasam/torunlari-ilk-kadin-milletvekillerinden-satikadinin-hatirasina-gozu-gibi-bakiyor/1663259

 

Eren Arslantunalı
Türk Alman Üniversitesi, Kültür ve İletişim Bilimleri | e220401027@stud.tau.edu.tr

    Bunlar da ilgini çekebilir

    Abone Ol
    Bildir
    guest

    0 Yorum
    Satır içi geri bildirimler
    Tüm yorumları gör

    Daha Fazla Kültür