Yunan Mitolojisi ve Yorumlama
Yunan mitolojisinin neleri kapsadığına değinmeden önce ‘Mitoloji’ kelimesinin kökenine inmek gerekmektedir. Mitoloji sözcüğü, Yunanca masal anlamına gelen ‘Mythos’ ile kavramak fiilini temsil eden gelen ‘Logos’ kelimelerinin bir araya gelmesiyle oluşmuştur. Mitoloji; eski zamanlarda yaşamış milletlerin inandıkları Tanrıların, kahramanların ve birçok başka varlığın yaşadığı olaylardan bahseden “Mit“ler ve efsanelerdir. (Şefik Can, 2011)
Mitoloji Nedir? Yunan Mitolojisinin Kısa Özeti
Yunan mitolojisi ise yukarıda bahsedilen mitoloji tanımından yola çıkıldığında, Antik Yunan’da varlığını sürdürdüğüne inanılan Tanrılar ve kahramanların yaşadıklarını anlatan hikayeler ve doktrinlerden oluşmakla kalmaz. Yunan mitolojisi insanlara bu zamanın dini hakkında da bilgi veren, evrenin yaratılışını açıklayan önemli kültürel bir kaynaktır. Bu bağlamda mitler bir kültür olgusudur denebilir. İlkel insan topluluklarının tabiat olaylarını ve evrenin görünüşlerini anlamlandırma ihtiyacından doğmuş anlatılardır.
İnsanların her yerde adını duyduğu, neredeyse herkesçe tanınan mitolojik karakterler ve olaylar vardır. Tanrıların babası olarak bilinen Zeus gibi. Bu durumdan yola çıkarak bir soru sorulabilir: “Neden Zeus’a ‘Tanrıların babası’ denir?” veya “Zeus’un bir Titan oğlu olduğu hepimizce bilinen bir gerçek midir?” Ya da aslında Titanlar ve Tanrıların farklılık teşkil ettiği hatta aralarında savaşlar geçtiği ve her zaman bir anlaşmazlık bulunduğuna dair hikayeler neye dayandırılmıştır?
Tanrı ve Titan Arasındaki Fark Nedir?
Titanlar, Yunan mitolojisine göre efsanevi Altın Çağ‘da dünyayı yönetmiş olan güçlü bir Tanrı ırkıdır. Bu yüzden de Titanların kendi içlerinde tanrıları aşağılama, onlardan üstün olduklarını düşünme gibi bir huyları vardır. Hesiod’a göre ilk önce on iki Titan vardı. Daha sonra bu Titanlar başka Titanları doğurarak yayılmaya, soylarının devamını sağlamaya başladılar. Titanlar ve Tanrılar arasındaki temel fark ise Titanların simgeledikleri kavramlardan ayrı düşünülemez oluşlarıdır. Örneğin Okeanos’u, okyanus Titanı, okyanustan bağımsız düşünemeyiz. Okyanusun tam anlamıyla ta kendisine tekabül ettiği anlaşılmalıdır. Bir başka örnek ise yeryüzüyle bir halde olan Gaia’dır. Gaia, yer kürenin kendisi anlamına gelir.
Antik Yunanda insanların ilk çözmeye çalıştığı konu dünyanın yaratılışı olduğu için yerin, göğün, denizin nasıl meydana geldiğini keşfetmeye çalışmışlardır. Yeterli bilgiye erişemeyecek durumda oldukları için de tabiat olaylarını cisimlerinden uzaklaştırıp canlı varlık olarak kabul etmeye, onları tanrılaştırmaya karar vermişlerdir.
Titanların Tanrılar ile savaşa girmesi ve Tanrıların Zeus’un önderliğinde Titanları alt edip onların yerine geçerek hüküm sürmeye başlamalarıyla, Tanrılar kısmen bir ceza olarak Titanları kendilerinin yardımcıları haline getirmişlerdir. Poseidon’un yani denizler ve depremler Tanrısının zaman içerisinde Okeanos’un görevlerini yönetmeye başlmasını buna örnek olarak verebiliriz. Yani aslında okyanusun ta kendisi olan Okeanos, Poseidon’un emrindeki askeri haline gelmiştir.
Yunan Mitolojisi ve Kültür
Yunan mitolojisinin unsurları popüler kültürde dizilerde, filmlerde ve şarkılarda karşımıza çıktığı gibi birçok önemli etkisini psikolojik ve sosyolojik alanlarda da devam ettirmiştir. Buna örnek olarak psikolojide kullanılan Medea Kompleksi’ni gösterebiliriz. Medea, Aietes‘in kızı, Kirke‘nin yeğeni ve Güneş Tanrısı Helios‘un torunudur. Medea, Antik dünyanın önemli cadılarından biridir. Kocası tarafından bu karanlık tarafı yüzünden terk edilmiş olan bu cadı, iki çocuğuyla beraber yarı yolda bırakıldığı düşüncesindedir. Kocasının ona yaptığı bu kötülüğün intikamını almak isteyen Medea, iki çocuğunu öldürüp kocasını cezalandırmaya karar verir. Böylelikle psikolojide yaygın olarak kullanılan bu komplekse de adını vermiştir. Medea Kompleksi’nin ise kısaca çocuklarına bir şekilde zarar veren ebeveynleri tanımlamak için kullanıldığı söylenebilir.
Yunan Mitolojisinin modern yapıtlardaki etkisi de oldukça fazladır. Bunun bir örneği J.K. Rowling tarafından yazılmış ve Warner Bros tarafından film yapımcılığı üstlenilmiş olan Harry Potter serisidir. Mitolojik mitler ve efsaneler, Harry Potter serisinin fantastik dünyasındaki pek çok unsura ilham kaynağı olmuştur. Bu mitolojik yaratıklardan biri de Sfenks‘tir. Sfenks; mitolojide kadın yüzlü aslan gövdeli kötü şans getiren ve yunan kahramanı Oepidus‘a sorduğu bilmeceyle tanına bir yaratıktır. Harry Potter serisinde ise dördüncü kitap olan ‘Harry Potter ve Ateş Kadehi’nde yine baş kahramana bilmece sorma görevini yaparak okuyucuyla buluşmuştur. Buna ek olarak seride yer alan büyülerin birkaçının adı da mitolojiye dayanmaktadır. Yunan Mitolojisindeki ilk Tanrıçalardan olan gece Tanrıçası Nyx’in serideki ışıkları söndürma büyüsü olan ‘Nox’ a ismini verdiğini söyleyebiliriz.
Yunan Mitolojisini Anlamak
Mitolojik mitler ve karakterlerin dizi ve filmlerde bolca bulunduğunu, konu olarak alındığı gözlemlenebilir. Yine yapılan analizler ve gerçeklere istinaden olaylar, filmlerdekine göre genellikle çok daha derin ve karmaşıktır. Bu yüzden de bir öykünün tek bir kısmını bilmek, genel bir yargıya varmak için asla yeterli kalmaz. Örneğin Athena’nın, Zeus’un en kıymetli çocuğunun; ne kadar stratejik bir savaş zekasına sahip olduğunu, onun desteklediği kahramanların savaş alanında çok şanslı olduğunu, korku saldığını görürüz. Peki ya Athena’nın gazabı? Düşmanlarına olan gazabı değil, kendi desteklediği hatta neredeyse değer verdiği kahramanlara olan gazabı derin ve anlaşılması zor bir konudur. Athena’nın değerli kahramanları savaşı kazanıp ailesine, evine dönse mutlu ve huzurlu bir yaşam geçirmesini bekleriz; çünkü ihtişamla, hazinelerle, edindiği ünle yuvasına kavuşmuştur artık. Ama Athena her zaman onların kulağına yeni savaşlar, ganimetler, fethedilecek yeni yerler fısıldar. Onu kendi benliğinden, ülkesinden yine uzaklaştırır. Bir Tanrının, özellikle bir savaş Tanrısının, en güçlü askerini ve askerlerini bırakıp gitmesini bekleyemeyiz değil mi?
Yine başka bir örnek olarak Yunan ordusunun en zeki, en kurnaz kumandanı olarak bilinen; zapt edilemez Akhilleus’u bile emrinde tutabilmiş en gözde askerini yani Odysseus’u verebiliriz. İnsanlığın büyük bir kısmı Homeros’un ünlü eseri İlyada ve Odeysseia’ yı duymuş veya okumuştur. Burada öne çıkan kahramanlardan olan Odysseus, Athena’nın en gözde kahramanlarından biridir. Athena savaşlarda onun yanında siper almış, ona stratejik hamlelerle yol göstermiştir. Odysseus uzun yıllar süren ıstıraplı dönüş yolculuğunun sonunda ülkesi olan İthaka’ya, ailesine dönmüştür fakat orada huzur bulamamıştır. Elinde olanlar ona yetmemeye başlamış, kazandığı savaşçı unvanını kolayca bırakamamış, gözünü hırs bürümüş; ellerinde yayını, kılıcını görmek istemiştir. Burada Athena’nın etkisi inkar edilemez ölçüdedir. Odysseus’un aklına girip kendi istekleriyle onu kontrol etmiştir. Burada Athena’nın çıkarı, desteklediği kahramanın birçok başarı kazanması sonucunda kendi gücüne güç katacak olması önemli bir etmendir. Mitlere göre Athena böylece; daha çok korku salan, bu yüzden de daha çok tapınılan, saygı gören bir mertebeye erişme şansı yakalayabileceği görüşündedir.
Yunan mitolojisini anlamanın zorluğunun bir başka örneği olarak Zeus’un sadece çapkın bir koca gibi anlatılmasını verebiliriz. Filmler, diziler, kitaplar ve var olan çoğu popüler kültür ürününe göre Zeus; karısını aldatan bir koca imajı oluşturmuştur. Mitlere göre aslında Zeus’un bir Titan oğlu olması; onun diğer Tanrılar gibi insanları anlayamıyor oluşuna sebep olur ve o, yüce Zeus olarak, herkesi ve her şeyi anlamayı kendine görev bilirken bu onun için aşılması gereken bir engel haline gelir. Zeus için insanlara yakın olmanın en kesin yolu onlarla ilişki içinde olmaktır. Ölümlülerle zaman geçirmek, çocuklarına babalık yapmak, en önemlisi onları tanıyabilmektir.
Hera da lanse edilene göre kıskanç bir eş, zalim bir üvey anne olarak görülür. Peki ya evlilik Tanrıçası olan Hera için, kendi evliliğini, evini ayakta tutamamak ne kadar utanç vericidir? Kendi yuvasını bile koruyamayan bir ev Tanrıçasına hangi ölümlü itaat eder? Hera kendisine saygı duyulmasını, adaklar adanmasını, tapılmasını Olimpostaki her Tanrı gibi arzular. Zeus evliliklerine, evlerine sadakatsiz olduğunda ise bu konumunun zarar göreceğini bilir, tek yapabileceği şeyin ise zalim bir Tanrıçaya dönüşmek olduğuna inanır ve herkesi korkutmayı kendine görev bilir.
Mitolojiyi Doğru Anlamak
Yunan mitolojisi dahil olmak üzere efsaneler MÖ 180-125 yıllarında yer bulmuştur. O zamanda üretilen hikayelerin ve olguların bu zamana gelene kadar değişkenlik gösterdiğini ve gittikçe güvenilirliğini kaybettiği söylenebilir. Buna rağmen; mitleri, Tanrıları, kahramanları; başlarından geçen olayları anlamak için tek bir kaynaktan duyduğumuz öykülere kolayca itibar etmek yerine birçok kaynaktan ve makaleden faydalanmak öncelikli adım olabilir. Örnek verilen olaylar ve Tanrıların hikayelerinde de anlaşıldığı gibi olaylara dar bir yaklaşımla bakmak, çoğu zaman yetersiz bir sonuca varmaya neden olabilir. Bu nedenle; araştırmalı, okumalı, ifadeleri farklı perspektiflerden değerlendirmeye çalışmak önemli olabilir. Sadece okuyucu olmak yerine aktif bir katılımcı olmak çoğu açıdan bakmayı sağlayan kıymetli bir eylemdir.
Kaynakça
Azra Erhat, Mitoloji Sözlüğü, Remzi Kitabevi, 2007
Şefik Can, Klasik Yunan Mitolojisi, Ötüken Neşriyat-Destan Dizisi, 2011
Odysseus (Ulysses, Nanos), Özhan Öztürk Makaleleri, Online Erişilebilir: https://ozhanozturk.com/2018/02/03/odysseus/
Yunan Mitolojisi hakkında temel bilgilere erişmek için Uzayla.com’da yayımlanmış “Yunan Mitolojisi Giriş, Tanrılar, Kahramanlar ve Görevleri” başlıklı yazıyı inceleyebilirsiniz.