Türk Dil Kurumu’nun yaptığı tanıma göre “turizm” ”Dinlenme, eğlenme, görme, tanıma vb. amaçlarla yapılan gezi.” anlamına gelmektedir. Alışılmış şekliyle insanların stresten ve yorgunluktan uzaklaşarak kendilerini yenilemek amacıyla yaptığı bir eylem olan turizmin günümüzde birçok farklı amaçla yapılan ve yine birçok farklı şekilde adlandırılan türleri mevcuttur. Biz de bu yazımızda bunlardan birine, kara turizme değineceğiz.
Kamboçya’daki Ölüm Tarlaları, Japonya’nın nükleer felaket bölgesi Fukushima, Ukrayna’nın Çernobil kazasını yaşayan şehri Pripyat turistler için adeta hot-spot sayabileceğimiz noktaların başında gelmektedir.
İngilizce’den dilimize geçen bir kelime olan kara turizm, dark (koyu/kara/karanlıkla ilgili) ve tourism (turizm) kelimeleri birleştirilerek oluşturulmuştur. Dilimize birebir kara turizm olarak çevrildiğinde aynı anlamı verse de Türkçe’de ayrıca hüzün turizmi, keder turizmi ya da siyah turizm olarak adlandırılmaktadır.
Kara turizmin özü tarihin ‘’karanlık olaylarına’’ ev sahipliği yapmış ve trajediyle ilişkilendirilen mekanları ziyaret etmek ya da zorlu yaşam şartlarını deneyimlemek için felaketlerin yaşandığı bölgelerde bulunmaktır. Bunla terk edilmiş şehirler, doğal ve nükleer felaket bölgeleri, eski hapishaneler ya da kamplar veya suç oranı yüksek şehirler gibi yerler olabilir. Ayrıca doğaüstü hikayeleri ile nam salmış yapılar ve yerler de yine kara turistlerin dikkatlerini çeken rotalardandır.
Kara turizm, dünya çapında turizm sektörünün yeni ‘’trendi’’ haline geliyor ve giderek daha da popülerleşiyor. Peki asıl sorumuza gelecek olursak, bizi bu değişikliğe ite
n nedir? İnsanların sınırlarının ve alışılmışın bu denli dışına çıkmasının nedeni yalnızca turizm acentalarının başarılı pazarlama stratejilerinden ibaret midir? Yoksa modern toplumun insanları olarak tüketim alışkanlıklarımızdan sıkılıp yönümüzü bir de tüketemeyenlerin olduğu tarafa mı çevirmek istedik? Ya da tüm iyimserliğimizle bakacak olursak kara turizm ayrıcalıklı topluma sunulan bir çeşit empati ve tanıma fırsatı mıdır ?
İşte tam da bu noktada düşüncenin akışını size bırakıyoruz. Kara turizm yeni bir çeşit tüketim midir, yoksa vicdani bir yöneliş mi ? Konuyu daha yakından tanımak adına David Farrier’in hazırlayıp sunduğu ‘’Dark Tourist’’ adlı belgesele bir göz atabilirsiniz.