Görgün Taner ile İKSV ve Kültür-Sanat

Görgün Taner ile İKSV ve Kültür-Sanat

Mik Portal olarak İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) Genel Müdürü Görgün Taner ile İKSV ve kültür-sanat üzerine bir röportaj gerçekleştirdik.

20 yılı aşkın bir süredir İKSV’de Genel Müdür olarak görev alıyorsunuz. Bu kadar uzun bir süre zarfında, sizi işinize bağlayan en büyük motivasyon nedir?

20 yılı aşkın süredir genel müdürlük görevini üstleniyorum ama aslında İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) ile tanışmam çok daha eskiye dayanıyor. 1983’te Boğaziçi Üniversitesi’nde öğrenciyken Sinema Günleri’nde Kent Sineması mekân koordinatörü olarak çalışmaya başladım; 86’ya kadar okulla beraber yarı zamanlı çalıştım. O yıllarda İKSV’nin İstanbul’da bambaşka pencereler açtığını çok net anımsıyorum. Dünyada izlenen filmler, hiçbir zaman göremeyeceğiniz müzik ve dans grupları, orkestralar… Her biri ayrı birer dünya… Aradan geçen onca yıla rağmen hâlâ benzer hislerle benzer bir motivasyonla ve mutlulukla çalıştığımı söyleyebilirim. Hayatımın büyük kısmı İKSV ile geçti, iyi ki de böyle oldu… 

1973’ten beri İKSV hayatımızda. Peki İKSV’nin bu kadar uzun süre ayakta kalmasının temel sebebi ve diğerlerinden ayıran farkı nedir?

Varlık sebepleri tutkulara dayanan, amaçları sağlam şekilde belirlenmiş kurumların daha güçlü, daha uzun ömürlü kurumlar olduğunu söylemek sanırım yanlış olmayacaktır. İKSV de Dr. Nejat F. Eczacıbaşı’nın kültür-sanata dair duyduğu heyecan ve İstanbul’da dünya standartlarında bir festival sunmaya dair tutkusuyla yola çıkmış bir kurum. Bu anlamda İKSV’nin tarihi, bir hayalin, doğru planlamayla somutlaşma ve sürdürülme hikâyesi aslında. İKSV, yarım asır boyunca İstanbul’un kültür-sanat yaşamına büyük katkılarda bulundu ve bulunmaya da devam ediyor.

Vakıf, 50 yıllık tarihinde güncel ve klasik müzik, sinema, sahne sanatları, güncel sanat ve tasarım alanlarında düzenlediği binlerce etkinlikte 12 milyonu aşkın izleyiciyi ağırladı. İKSV kâr amacı gütmeksizin, kamu yararına, kültür ve sanatın gelişmesi, gençlerin desteklenmesi, yeni sanat eserlerinin üretilmesi, sanatçıların teşvik edilmesi için canla başla çalışan bir kurum. “Paydaş” kelimesinin de tam karşılığını bulduğu bir kurum aynı zamanda İKSV. İzleyicisi, sanatçısı, çalışanı, eleştireni, destekleyeniyle herkes İKSV ile ilgili bir aidiyet hissediyor.

Bu durum 50 yıldır böyle olduğu için de kurumun dinamizmi sürekli yenileniyor. Uzun süre ayakta kalabilmemizin kurum kültürüyle çok yakından ilgisi olduğu gibi destekçilerimizin devam eden katkılarıyla da yakından ilgisi var tabii, İKSV’nin kurucu sponsoru Eczacıbaşı Topluluğu olmak üzere, sponsor olarak katkıda bulunan özel kuruluşlar, TC Kültür ve Turizm Bakanlığı ve diğer kamu kurumları, Lale Kart üyelerimiz, İBB, ilçe belediyeleri ve etkinliklerimizi takip eden izleyicilerimizin desteği büyük önem taşıyor. 

Diğer ülkeler ile kıyaslandığında, Türkiye’nin özellikle son yıllardaki kültür-sanat faaliyetlerini nasıl değerlendirirsiniz? Sizce kültür ve sanata verilen önem önceki yıllara nazaran artış göstermekte mi?

Türkiye’nin çok dinamik bir kültür-sanat üretimi var. Son yıllarda birçok olumlu gelişme de yaşandı. Yıllardır özlemini çektiğimiz Atatürk Kültür Merkezi’ne yeniden kavuştuk örneğin. Bu yıl İstanbul Müzik Festivali’nde de AKM salonlarını sıkça kullandık. Ülkelerin gelişimi yalnızca ekonomik büyümeyle değil, kültür üretimiyle, düşünce üretimiyle de değerlendiriliyor. Dolayısıyla bu alanın kamu kaynaklarıyla da desteklenmesi çok önemli. Bu yönde de olumlu girişimler olduğunu görmek bizi mutlu ediyor. Ama her anlamda daha gidecek çok yolumuz olduğu kesin. Kültür-sanata verilen önemi yaşamın birçok farklı yerinde vurgulamak ve bu alanda yapılanları genişletmek gerekiyor.

Pandeminin etkisiyle 17. İstanbul Bienali üç yıllık bir aradan sonra gerçekleşti. Peki bu süreç bienalin temasını nasıl etkiledi?

Bütün dünyaya tesir eden pandeminin bienali de oldukça etkilediğini söyleyebilirim. Normal şartlar altında 2021 yılında gerçekleşmesi planlanan 17. İstanbul Bienali sergileri pandemi sebebiyle 2022 yılına ertelendi. Bu dönemde tüm dünyada iş yapış biçimleri radikal değişikliklere uğrarken kültür-sanat dünyası da bundan ciddi şekilde etkilendi. Küratörler Ute Meta Bauer, Amar Kanwar ve David Teh bu durumu bienallerin önceliklerini, biçimlerini, katılımcı yöntemlerini ve izleyici beklentilerini yeniden ele almak için bir olanak olarak gördüler ve bu bienali bir başlık altında kurgulamak yerine süreçlere odaklanmak istediler. Sonuç olarak 17. İstanbul Bienali için bir tema belirlemediler; “Kompostlaşma” kavramını merkeze alarak bienali geniş bir süreye yayılan, etkisi bienal öncesinde başlayan ve bienal bittikten sonra da devam edecek ve gündelik yaşam pratiklerine dokunabilecek bir anlayışla şekillendirdiler.  

17. İstanbul Bienali (Sahir Uğur Eren)

İKSV bu yıl Eczacıbaşı sponsorluğunda öğrenciler için 10 liralık biletler ayırdı. Peki bunun etkinliklere katılım ve insanların ilgisini artırma konusunda bir etkisi oldu mu?

Gençlerin kültür-sanat etkinliklerine erişimini kolaylaştırmak, her zaman gündemimizde olan konulardan biri… Daha önce de BitamBiöğrenci ya da yine Eczacıbaşı Topluluğu ile yaptığımız Kültür Sanat Kart gibi öğrencilere özel projeler yürütmüştük. Bu yıl Eczacıbaşı Topluluğu’nun 80. Ve İKSV’nin 50. Yılı vesilesiyle tüm İKSV etkinliklerindeki öğrenci biletlerinin 10 TL’ye satılmasını sağlayan Eczacıbaşı Genç Bilet projesi, yaklaşık 25 bin öğrenciyi sanatla buluşturdu. Öğrencilerin bu projeye çok büyük ilgi gösterdiğini söyleyebilirim. Etkinlik biletleri her seferinde satışa çıktıktan dakikalar sonra tükendi. Bu projeyle İKSV’nin geleceğinin çok önemli bir parçası olacak gençleri etkinliklerimizde daha fazla görme imkânı bulduk, bu da bizi çok mutlu etti. 

2023’e yaklaştığımız şu günlerde şu soruyu size yöneltmek isteriz; 2023 yılında İstanbulluları hangi etkinlikler bekliyor?

İKSV’nin 2023 takvimi yavaş yavaş netleşiyor. Her yıl olduğu gibi nisan ayında İstanbul Film Festivali, haziranda İstanbul Müzik Festivali, temmuzda İstanbul Caz Festivali, ekimde Filmekimi ve kasımda İstanbul Tiyatro Festivali izleyicilerle buluşmaya hazırlanıyor. Mayısta açılacak Venedik Bienali 18. Uluslararası Mimarlık Sergisi’nin Türkiye pavyonunun koordinasyonunu, 2014’ten bu yana olduğu gibi yine İKSV üstlenecek. Eylülde yeni sezona başlayacak Salon İKSV ayrıca Gezgin Salon projesiyle de 2023’te müzikseverlerle buluşacak. İKSV Alt Kat yıl boyu çocuklar ve gençler için etkinliklerini sürdürecek. Bu rutin takvime ek olarak yıl boyu tekil etkinliklerimiz de olacak. 2023’ün İKSV etkinlikleriyle ve sanatla dolu bir yıl olması için çalışmayı sürdürüyoruz.

Röportaj serimizin bir önceki bölümünde Mine Gülener ile sanat üzerine yapmış olduğumuz röportajımıza ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Editörler: Sinem Bakış, Nihal Müderrisoğlu, İrem Dölen, Aziz Ata Şen.