İletişim, insanlığın var oluşundan beri süregelen bir etkidir. İnsanlar, birbirlerinden veyahut yaşanılan durumlardan haberdar olmak amacıyla geçmişten günümüze birçok farklı yöntem geliştirmişlerdir. M.Ö. 200.000’li yıllarda ilk insanların haberleşme aracı olarak bilinen vurmalı çalgı kategorisine giren ve “Tamtam” ismiyle bilinen alet, teknolojinin ve insanlığın gelişimiyle günümüzde Web 2.0’ın faaliyete girmesiyle birlikte internet hizmetlerine evrilmiştir. Artık insanlar birbirlerinden, toplumdan veya trendlerden haberdar olmak için Web 2.0 ve getirilerinden yararlanmaktadırlar.
Bahsedilen Web 2.0’ın araçları olan ve sosyal medya olarak da adlandırılan internet siteleri, günümüz insanının ve özellikle “ergen” olarak nitelendirilen çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemindeki bireylerin psikolojileri üzerinde oldukça etkilidir. Sosyal medyanın yoğun ve aktif kullanımından ortaya çıkan etki ve etkiler; karakter gelişimi, benlik saygısı, bağlanma stilleri, dikkat ve beden imajları gibi psikolojik kökenli durumlarda vuku bulabilmektedir.
Teknolojik gelişmeler, insanlara fikirlerini, değerlerini ve kişisel faaliyetlerini paylaşacakları bireysel alanlar inşa etmektedir. İnşa edilen alanlar, medyaya dayanmakta ve kullanıcı tabanlı olup kitlesel ya da bireysel bir araya gelme imkânı sunarak insanlar arasındaki etkileşimi arttırmaktadır. Çok yönlü etkileşim alanı olarak da adlandırılan sosyal medya, günümüzde hemen hemen herkesin kullandığı yaşamlarımızın ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Sosyal medyanın yaşamlarımıza entegre olma süreci 1970’li yıllarda başlamıştır. 1978’te Ward Christensen ve Randy Suess, BBS isimli yazılımı
internet ortamına sunmalarıyla birlikte “sosyal medya” kavramı oluşmuştur. (Turkaya, A., 2017.)
Ergenlik, bireyin kimliğini tanımaya başladığı fiziksel ve ruhsal değişimler yaşadığı ve sosyal üretkenlik yetisine başladığı evredir. (Derman, 2008.) Ergenlik, üç ana dönemde ele alınmaktadır: Erken Ergenlik (10-14 Yaş arası), Orta Ergenlik (15-17 Yaş arası) ve Geç Ergenlik (18-21 Yaş arası). (Yanar, E., 2015). Birey, sosyalleşmeye ailede başlasa da; ergenlik döneminde sosyalleşmede ailenin yerini arkadaş çevresi almaktadır ve birey, değişen sosyal çevresinin getirilerine bağlı olarak özerkliğini hem kendine hem de çevresine kanıtlamaya çalışmaktadır.
Ergenlik döneminde birey, belirtilen değişimleri yaşarken duygusal değişimler de geçirmektedir ve bu açıdan duygusal sorunlar yaşayabilmektedir. (Yanar, E., 2015). Ergenlikteki bireyler arkadaşlarını çoğunlukla eğitim öğretim hayatına devam ettikleri okullardan oluşturmaktadırlar. Ergenlerin vakit geçirmek için akranlarını tercih etmelerinin ana sebeplerinden biri ise aile müdahalesinden ve eleştirisinden uzaklaşmak olduğu söylenebilmektedir. (Yanar, E., 2015). Kimliğini oluşturmaya çalışan geçiş dönemindeki birey, dış etmenlerden etkilenmeye açıktır. Sosyal çevre, tanık olunan olaylar ve internetin kullanımının yaygınlaşmasıyla kullanılan sosyal medya platformlarından aktif olarak bilgi akışına maruz kalma gibi faktörler kimlik oluşturma ve benlik saygısı üzerinde yadsınamaz biçimde etkilidir.
İnternet sürecinin gelişim silsilesi içerisinde insan psikolojisi de süreçten payını almıştır. Birçok farklı nedenden dolayı sosyal medyada vakit geçiren bireyler, bağımlılığa yol açan tüketim davranışlarında bulunmaktadırlar. Sosyal medya tüketim davranışlarının getirdiği sonuçlardan bazıları; obsesif kompulsif bozukluk (OKB), bilinç farkındalığında azalma, depresyon ve gelişme kaçırma korkusudur. (Karadağ, A., Akçınar, B., 2019.)
Yapılan bir araştırma verilerine göre 12-20 yaş aralığındaki psikososyal geçiş dönemindeki bireylerin %94,5’i günlük en az bir sosyal medya hesabını düzenli olarak kullanmaktadır. (İnce, M., Yılmaz, M., 2020.) Türkiye Psikiyatri Derneği, psikososyal geçiş dönemindeki bireylerin tanımını
“Çocukluktan çıkıp yetişkinliğe gidilen yolda uzunca kalınan bir ara istasyondur. Ergenlik, gelişimin ve değişimin en çarpıcı olduğu yılları oluşturur.” şeklinde yapmaktadır. Kişinin kendini topluluğa ifade etme özgürlüğünü, eğlence ve hizmet sektörünü, hızlı iletişimi, kültürel değişimleri ve diğer farklı konseptleri kapsayan sosyal medya, gelişim çağındaki bireylerin karakterlerini oluştururken yaşadıkları düşünce süreçleri üzerinde önemli bir rol oynamaktadır.
Psikososyal geçiş dönemi, fiziksel ve ruhsal birçok değişim geçirilen bir evre oluşundan mütevellit; değişim geçiren bireyler, fiziksel değişimlere kolay uyum sağlıyor olsa da ruhsal değişimler geçirmekte zorlanabilmektedirler. Bu nedenle ruhsal değişim dönemi, kimlik oluşumunun gerçekleştirdiği aşamadır. Geçiş aşamasındaki birey, kendine “Ben kimim?” “Ben kendi başıma neleri başarabilirim?” gibi sorular sorarak hayattaki yerini bulmaya çalışmaktadır. Sorulan bu ve benzeri sorularla geleceğe dönük yanıtlar almaya çalışan psikososyal geçiş dönemindeki birey, karakterini geliştirmeye yönelik tutum sergilemektedir. (Kahveci, S., 2014.)
Benlik kavramı ise kişinin kendine atfettiği değerlendirmeler olarak açıklanabilmektedir. Yapılan açıklamadan yola çıkarak benlik saygısı kavramı, kişinin benliği üzerine atfettiği değerlendirmelere duygularını da dahil ederek açıklaması şeklinde tanımlanmaktadır. (Seki, T., 2020.) Benlik saygısı, ailede kurumunda başlamakta ve kişinin ömrü boyunca psikolojisi üzerinde değişiklikler göstererek etkili olmaktadır. (Sevim, K., Artan T., 2021.) Benlik saygısı, biraz daha geniş tanımlanacak olursa; bireyin kendini değerli, faal, mağrur hissetmesidir. Oluşan bu hisler, kişinin kendini ve davranışlarını yargılamasıyla ortaya çıkmaktadır. (Özkan, İ., 1994.) Benlik saygısının alt katmanları: Duygusal, sosyal, toplumsal ve fiziksel olarak ayrılmaktadır. (Sevim, K., Artan T., 2021.)
İncelenen araştırmalar doğrultusunda, sosyal medya kullanımının psikososyal geçiş dönemindeki bireyler üzerindeki karakter gelişimleri ve benlik saygılarına olan etkilerinin azımsanamayacak raddede mühim olduğunu vurgulamak önem arz etmektedir. Genel bağlamda, sosyal medyada ortaya çıkan sahte benlikler gelişim çağındaki bireylerin karakter gelişimini ve benlik saygısını olumlu yahut olumsuz etkilemektedir. Kişinin kendini üçüncü şahıslara kabul ettirme ve beğendirme isteği, fikir beyan etme ve fikirlerini savunma güdüsü benlik saygısı ve karakter gelişimi için dikkate değer biçimde alakalıdır.
Sosyal medya uygulamalarını kullanan ergenlikte dönemindeki bireylerin sanal bir benlik yaratıp beğenilmeme kaygılarını en aza indirgemeleri olağandır. Karakter gelişimleri de sosyal medya kullanımına göre değişim göstermektedir.
Değişim şu şekilde açıklanabilir: Çoğunluğun “iyi” olarak nitelendirdiği bir durumu, durum hakkında ilk defa bilgi sahibi olan birey de “iyi” olarak kabul edebilmekte ve karakterine yansıtabilmektedir. Tam tersi “kötü” ifadesi için de geçerlidir. Özgüven, öz saygı gibi benliğe ve karaktere etki eden olgular, geçiş dönemindeki bireylerin sosyal medya kullanımıyla yakından ilgilidir.
Paylaşılan fotoğraflar beden imajına, paylaşılan kişisel fikirler ideoloji belirlemeye tesir etmektedir. Bu nedenle beğenilmeme korkusu, benlik
saygısı ve karakter gelişimine sirayet etmektedir.
Turkaya, A. (2019). Sosyal Medya ve Görsel İletişim.
Derman, O. (2008). Ergenlerde Psikososyal Gelişim. Retrieved from
http://genclikbirikimi.org/kunye-29236-ergenlerde-psikososyal-gelisim-makale
Yanar, E. (2015). ERGENLERİN SOSYAL MEDYA TUTUMLARININ KİŞİSEL GELİŞİMLERİ ÜZERİNE ETKİLERİ. Retrieved from https://acikbilim.yok.gov.tr/bitstream/handle/20.500.12812/672178/yokAcikBilim_10092606.pdf?sequence=-1
Karadağ, A., & Akçınar, B. (2019). Üniversite Öğrencilerinde Sosyal Medya Bağımlılığı ve Psikolojik Semptomlar Arasındaki İlişki. Retrieved from https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/786023
İnce, M., & Yılmaz, M. (2020). ERGENLİK ÇAĞINDAKİ ÇOCUKLARIN SOSYAL MEDYA KULLANIM ALIŞKANLIKLARININ YALNIZLAŞMAYA ETKİSİ. Retrieved from https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1066730
Kahveci, S. (2014). Ergenli̇k Dönemi̇ Ki̇şi̇li̇k Geli̇şi̇mi̇. Retrieved from
http://www.derinpsikoloji.com/ergenlik-donemi-kisilik-gelisimi.html
Seki, T. (2020). BENLİK SAYGISI VE İLİŞKİSEL FAKTÖRLER: BİR META-ANALİZ ÇALIŞMASI. Retrieved from
https://www.proquest.com/openview/d81b8142cc7f3fb66d1441ce1db30bea/1?pq-origsite=gscholar&cbl=2026366&diss=y
Sevim, K., & Artan, T. (2021). Yüksek ve Düşük Benlik Saygısını Etkileyen Faktörler. Retrieved from, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2194294
Özkan, İ. (1994). Benlik Saygısını Etkileyen Etkenler. Retrieved from
DUSUNEN_ADAM_DERGISI_a26df977dafb455e84113882d0993500.pdf erişimi için tıklayın
Bu yazı ilginizi çektiyse Aziz Ata Şen’in “Medya ve Algı Yönetimi” adlı yazısına da buraya tıklayarak erişebilirsiniz.
Bu yazı en son şu tarihte düzenlendi 16 Aralık 2022 21:15