“Her gün okuyucunun eline ulaşan gazete aslında bir dizi seçimin ürünüdür.”
-Walter Lippmann
Eşik/Kapı bekçiliği ilk kez ABD’de Kurt Lewin’in “Grup Dinamiğinin Sınırları” adlı makalesinde ele alınmış bir kavramdır ve bu kavram ‘seçim ve değerlendirme sürecini yürüten kişi ve kurumlara’ karşılık gelmektedir. Lewin, 2. Dünya Savaşı yıllarında ev kadınlarının alışveriş alışkanlıklarını belirlemek amacıyla sosyal psikoloji temelli bir araştırma yapmıştır ve burada ilk kez eşik bekçisi kavramının temellerini atmıştır.
Kurt Lewin, istenen sonuca ulaşmak için hedefin tüm toplum mu yoksa belli bir kitle mi olması gerektiği sorusunu sormuştur. Sonrasında Lewin, toplumun bütününe ulaşmaya çalışmanın ne akıllıca olduğunu ne de mümkün olduğunu ileri sürerek, toplumda “anahtar” konumundaki kişilere yönelmiştir.
“Kapı bekçiliğinin temel öncülü seçimdir – bazı şeyler seçilir, diğerleri ise elenir. Menüdeki tüm yemekleri yiyemeyiz ya da marketteki tüm domatesleri satın alamayız. O halde, karşımızda duran nüfus içerisinden bazılarını seçmek durumundayızdır. Bir gazetede haberler için belirli bir alan varsa, o zaman seçim kararları verilmek zorundadır. Dünyada gerçekleşen pek çok olay arasından haber olabilecekleri seçmemiz ve sonra da bunlardan hangisinin basılacağına karar vermemiz gerekir.”
-Pamela Shoemaker ve Tim Vos 2009
“Davranışlarda büyük çaplı dönüşümler yaratmak isteyen birisi tüm toplumsal grupları mı hedeflemelidir?”
Örnek olarak yemek/alışveriş alışkanlıkları düşünülürse hedef kitle ev kadınları ve market alışverişini yapan kişilerden oluşacaktır. Lewin fikirlerin onaylandığı bu biçimsel yeri “kapı” olarak nitelendirmiş ve daha sonra bu kavram David M. White tarafından gazetecilik ve iletişim alanına uyarlanmıştır.
“Medyada hangi olaylar, hangi nedenle yer almakta ve yer almamaktadır? Hangi haberin, nasıl ve ne kapsamda yayınlanacağını kim belirlemektedir?”
Burada konu haberin önemi ve niteliğine dönüşmüştür. Muhabir önemli bulduğu haberi iletir. Haber, yazıcıya oradan büro şefine oradan dosya editöründe iletilir ve bu süreçte eleme ve seçme işi sürekli olarak devam eder. Son adımda sonuncu eşik bekçisine, yayın yönetmenine, ulaşır.
Bakıldığında süreç son derece özneldir. Bu süreçte eşik bekçisinin/bekçilerinin kişisel deneyimleri, değer yargıları da devreye girmektedir. Bunun yanında medyanın sahiplik yapısı da çok önemlidir. Medya kuruluşları aynı zamanda ticari oluşumlardır. Burada üstlerden gelen bir baskı sonucu haberde stratejik değişimler olması kuvvetle muhtemeldir.
Tercihleri sınırlayan diğer unsurlar arasında baskı grupları, hükümet, halkla ilişkiler ajansları ve diğer medya kuruluşları da girer. Bunun yanında yer alınan kültür ve o kültürün kodları da eşik bekçisinin kararlarını sınırlandırabilir.
KAYNAKÇA
- Füsun ALVER, Gazetecilik Bilimi ve Kuramları (Kalkedon, 2011), 21-27.
- https://www.iletisim.com.tr/images/UserFiles/Documents/Gallery/iletisim-kuramlari.pdf
Bu yazı en son şu tarihte düzenlendi 31 Mart 2022 01:12
Okuyucular ne diyor?
Sehr informativ und hilfreich. Danke für diesen Beitrag:)